Soğuk bir akşamdı. Dolunay tüm ışığıyla geceyi aydınlatırken o bu güzelliğin zevkini çıkaramayacak kadar meşguldü. Bütün akşamını bir pizzacıda çalışarak geçirmek zorundaydı, üstüne üstlük sanki bütün şehrin canı pizza çekmiş gibi gece boyunca her türlü yere gitmişti. Büyük boy, ekstra peynirli bir pizza hazırlarken telefonuna gelen mesaj sesiyle irkildi. Telefonun ekranındaki isim Bill'di. Bill... Onu uzun bir süredir tanıyordu. Yıllarca beraber takılmışlardı şu an ikisi de iyi arkadaş olsalarda Cage'in gece çalışmasından dolayı pek görüşemiyorlardı. Mesajı okumaya başladı. 'Lilly... Şu an başka bir adamla beraber sarmaş dolaş oturuyorlar. Sanırım beni farketmedi. Çok samimi gibiler ve bildiğim kadarıyla Lilly'nin bir abisi falan da yok. Bilmen gerektiğini düşündüm. Sakın üzme kendini tamam? Sana kız mı kalmadı...' ve mesaj burada son buluyordu. Okuduğu her satırda gözlerine dolan yaşı boşaltmayı çok isterdi, ancak bunu yapmayacaktı. Ceketini sırtına aldıktan sonra ışıkları kapatıp dükkandan çıktı. Muhtemelen her zaman takıldıkları barda olmalılardı. Her adımında biraz daha hızlanıyordu. Artık koşma seviyesine gelmişti ki Lilly ve bir grup çocukla karşılaştı.
Şu an tam karşı karşıya duruyorlardı. Lilly de kendisini tanımış olacaktı ki yanındaki çocuğa birşeyler söyleyip sustu. Diğer yarmalarda susmuşlar Cage'i izliyorlardı. Lilly'nin yanındaki iri yarı çocuk yanına gelerek onu kabaca itti. 'Bana bak çocuk, artık Lilly'nin erkek arkadaşı benim. Yolumuza çıkmasan iyi olur. Aksi halde başına geleceklerden sorumlu değilim.' Normal şartlarda karşıma böyle bir adam çıksa herhalde oradan uzaklaşmak için en yakın yolu seçerdim. Ancak bu sefer işler değişikti. İçinde dalga dalga yükselen güce engel olamıyordu. Tek eliyle karşısındaki adamı havaya kaldırdı. Ne olduğunu anlayamadan çığlıklar arasında diğer eliyle boğazını parçalamıştı. Elindeki cesedi bir paçavra gibi kenara attıktan sonra Lilly'e döndü. Ancak artık eski Cage yoktu genç kızın karşısında. Vücudu kıllarla kaplanmış, giysileri yer yer yırtılmış bir yaratık vardı. Aradaki mesafeyi bir kaç saniye içinde kat ederek genç kızın boğazına yapıştı. O küçücük anda, gözlerindeki korkuyu görmüştü. Ancak şu an en büyük isteğini gerçekleştirmesi için bir engel değildi bu. Genç kız bir kaç saniye içinde parçalara ayrılmıştı. Kanı bu vahşi yaratığın vücuduna bulaşmıştı. Bu sırada geride kalan tayfanın bir kaçı kaçmış, bir kaçıda oldukları yere çivilenmişti. O gece orada bulunanların hiçbiri sağ kurtulamadı. İnsanlar o gece şehrin içinde kurt uluması duyduklarına yemin etselerde, yetkililer bunun asılsız bir haber olduğunu duyurdu. Şehrin çeşitli yerlerinde bulunan cesetler ise basit birer cinayet olarak gösterildi. Bu sırada dağların tepesinden vahşi bir zevkle atılan kahkahayı andıran bir uluma sesi tüm şehirde yankılandı...