Ruth Marie Rawlinson Vampir
Mesaj Sayısı : 5 Irk : Yarı Vampir Ruh Haliniz : Kayıt tarihi : 27/04/09
Güç: (80/100) Hız: (85/100) Çeviklik: (75/100)
| Konu: Ruth Marie Rawlinson Salı Nis. 28, 2009 2:24 pm | |
| Adı ve Soyadı: Ruth Marie Rawlinson Tür: Yarı Vampir Uyruk: İngiliz Cinsiyet: Bayan Doğum tarihi: 28 Eylül 1942
Karakter Geçmişi: Bir hayranlık, bir karşı koyamama ve bir hatanın sonucuydu Ruth. 2. dünya savaşı patlak verdiğinde, İtalya ve İngiltere'nin arasında soğuk rüzgarlar estiğinde başlamıştı her şey. Volturi’nin güçlü ama başına buyruk koruyucularından biri olan Peter, mücadeleci ruhuna yenik düşmüş ve kendini savaşa hazırlanırken bulmuştu. Volturi, Peter’ın geri döneceğine emindi. Sonuçta o bir vampirdi. Peter yola çıkmıştı ve kendini İngiltere yolunda bulmuştu. İngiltere’nin savaşta daha aktif olması ve Peter’ın da zaten orada doğmuş olması, nerede savaşacağını seçmesinde çok yardımcı olmuştu. Marie ise küçük yaşta annesini kaybetmiş, babası ile küçük bir kasabada yaşayan genç ve güzel bir kızdı. Kader ağlarını örmüş ve içinde Peter’ın da olduğu asker topluluğu dinlenmek için Marie’nin de yaşadığı kasabayı seçmişti. Çoğunun amacı koca bulmak olan kasaba kızları da hemen askerlere su ve yiyecek yardımı yapmaya başlamışlardı. Babasının zoruyla meydandaki asker kampına giden Marie, Peter’a görür görmez tutulmuştu. Bu çok normaldi. Peter zaten vampirdi ama bunun yanı sıra mükemmel bir erkekti. Kaslı vücudu, açık kumral saçları ve altın sarısı gözleri… Gözleri sarıydı; çünkü birlikte savaştığı askerlere zarar vermek istememişti Peter. En azından İtalya’ya dönene kadar hayvan kanıyla beslenmeyi seçmişti. Marie elinde bir kap yemek ve biraz suyla Peter’ın yanına geldiğinde hatanın temelleri atılmıştı. Peter yemeyeceğini söylemişti; ama Marie onun etrafından ayrılmamıştı. Birlikte geçirdikleri birkaç saatin ardından, Peter yapmaması gerekeni yapmıştı. Marie’ye karşı koymamış ve onu ormanın karanlık bir köşesine çekmişti… Marie, uyandığında kendini ormanda ve acılar içinde bulmuştu. Kasabaya indiğinde ise askerler gitmişlerdi, tabii Peter da. Ama asıl sorun arkalarında bıraktıkları ölülerdi. Kanları tamamen boşaltılmış 5 ceset... En başta hiçbir şey anlamayan Marie, birkaç hafta içinde karnı büyümeye başladığında bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı. Kasabanın büyücüsü Nicola’nın yönlendirmeleriyle şehre inmiş ve varlıklarını yeni öğrendiği vampirlerle iletişim kurmaya çalışmıştı. Sonunda başarmış ve gece yarısı terk edilmiş bir otelde 4 vampirle buluşmuştu. 4 tane birbirinden güzel, soluk tenli, kırmızı gözlü vampir… Ama Marie korkmuyordu, nedenini de bilmiyordu. Vampirlere olanı biteni anlattığında, vampirler her şeyi anlamış ve doğum yaptığında bebeğine iyi bakacaklarına söz vermişlerdi. Marie anlamıştı; Peter bir vampirdi ve o geceden sonra 5 kişiyi öldürmüştü. Marie'nin kişisel hazları yüzünden 5 kişi ölmüştü. Ama daha kötüsü yarı vampire hamileydi. Bu çok görülen bir şey değildi. Vampirler avcı, insanlar avdı. Bu yüzden vampirlerin insanlara yaklaşmaları ancak şans olabilirdi. Kötü şans… Marie doğum yaptığında ölecekti. Bu inanılmaz varlığa hayat verecekti, hayatını verecekti. Hiçbir şeyden korkmuyordu, o çocuğun yaşaması için hayatını vermeye sonuna kadar razıydı. En sonunda Marie evine dönmemeye karar vermişti, bu dört vampirle kalarak hamileliğini geçirmişti. Normal bir hamilelik değildi onunki. Sadece karnı değil, tüm vücudu su toplamışçasına şişmişti. Geceleri acıdan uyuyamıyordu. Vampirlerle yaşadığı için bebeği için bolca kan içebiliyordu. Bundan rahatsız olmuyordu.
4. haftadan sonra ayağa kalkamaz olmuştu. Acıları daha da şiddetlenmişti ve dayanılmaz bir hal almıştı. İniltileri tüm oteli sarıyor ve meraklı komşuların kapıya dayanmasına neden oluyordu. Aynı zamanda karnı morluklar içindeydi. Ruth’un doğacağı gün geldiğinde Marie, çektiği acıların kat kat fazlasını yaşamıştı. Vücudunun paramparça olduğunu hissediyordu. Deli gibi ağlıyor ve acının bitmesi için dualar ediyordu. Birkaç saat gün devam eden doğumdan sonra onu görmüştü, güzeller güzeli bir kız çocuğu... Kendisi gibi kestane rengi saçları vardı. Simsiyah gözlerinde yaşlar vardı. O minik dudaklarını bükmüştü. Annesi için ağlıyordu. ‘Gitme’ dercesine ellerini uzattığında annesi çoktan gözlerini yummuştu.
4 vampir, ona Ruth adını vermişlerdi, ve annesini her zaman yanında hissetmesi için Marie… Söz verdikleri gibi ona çok iyi bakmışlardı. Ruth çabuk büyüyordu, çabuk öğreniyordu. 2. haftası dolmadan konuşmaya, birinci ayı bitmeden yürümeye başlamıştı. Tam bir vampir gibi yaşıyordu. Tek farkı kalbinin atması ve vücut ısısının değil bir vampir, bir insandan bile daha sıcak olmasıydı. Ama asla vampirlerin soğuk vücutlarını garipsemiyordu.
Aradan geçen birkaç senenin ardından Volturi’nin Ruth’dan haberi oldu ve onu şatoya aldılar. (Ona babasının soyadını verdiler.) Ruth’un babası Peter, savaşta bir grup vampir tarafından öldürülmüştü. Bu yüzden kızını şatoya almak Volturi’nin göreviydi. Aro ve eşi Sulpicia, Ruth’u her zaman sevmiş ve onu kendi kızları gibi büyütmüşlerdi. Önceleri Jane’den bile küçük görünen Ruth, 7. yaşını tamamlamadan ergenliğini bitirmiş ve bir yetişkin olmuştu. Sonsuza kadar da böyle görünecekti. Bu yüzden Jane ondan asla haz etmemişti.
Kişisel Özellikleri: *Arada bir seyahatlere çıkar ve yıllarca gelmez. En çok da deniz seyahatlerini sever. Sonsuza kadar amaçsızca yaşamaktan korktuğu için bu yaşamı seçmiştir. *Çello çalar ve şarkılar besteler. En büyük tutkusu budur. Onu her an bir şeyler mırıldanırken duyabilirsiniz. *Hem insan yemeği yiyebiliyor hem de kan içebiliyor. Tabii kan daha çekici bir avantaj. Büyük, yırtıcı hayvanların kanlarını da sever. *Bir tarafı da insan olduğu için kurt adamlardan nefret etmez. Aksine onlardan biriyle tanışmak için çok çabalamıştır. Ama hiçbir uğraşından sonuç alamamıştır. *Kalabalıktan çok hoşlanmaz. Şimdiye kadar çok az arkadaşı olmuştur. *Vampirler onu ısırmak istemezler, ısırılmayacak kadar vampir kokuyordur. Ayrıca kurt adamlara da kötü kokmaz çünkü bir yarısı insandır. *Saçlarını annesinden almıştır, dalgalı ve kestane rengi. Gözleri ise babasının insan zamanındaki gibi simsiyahtır. *Boyu 1.67 *Teni bir vampir gibi soluktur ve güneşte –bir vampir kadar olmasa da- parlar. *Kalbi bir insandan daha hızlı atıyor, bu yüzden bir insana göre daha sıcak. *Ağlayabiliyor, uyuyabiliyor, kızarabiliyor. Ama teni bir vampir gibi pürüzsüz ve kalın. Bu yüzden zarar gelmiyor. *Bir vampir kadar olmasa da hızlı ve güçlü.
En son Ruth Marie Rawlinson tarafından Salı Nis. 28, 2009 2:26 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
|
Ruth Marie Rawlinson Vampir
Mesaj Sayısı : 5 Irk : Yarı Vampir Ruh Haliniz : Kayıt tarihi : 27/04/09
Güç: (80/100) Hız: (85/100) Çeviklik: (75/100)
| Konu: Geri: Ruth Marie Rawlinson Salı Nis. 28, 2009 2:25 pm | |
| Arkadaşlar: * * *
Tanıdıklar: * * * | |
|