Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Yvonne Libertine Descoteaux

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Yvonne L. Descoteaux
İnsan
İnsan
Yvonne L. Descoteaux


Kadın Mesaj Sayısı : 24
Kayıt tarihi : 24/04/09


Güç:
Yvonne Libertine Descoteaux Left_bar_bleue92/100Yvonne Libertine Descoteaux Empty_bar_bleue  (92/100)
Hız:
Yvonne Libertine Descoteaux Left_bar_bleue93/100Yvonne Libertine Descoteaux Empty_bar_bleue  (93/100)
Çeviklik:
Yvonne Libertine Descoteaux Left_bar_bleue90/100Yvonne Libertine Descoteaux Empty_bar_bleue  (90/100)

Yvonne Libertine Descoteaux Empty
MesajKonu: Yvonne Libertine Descoteaux   Yvonne Libertine Descoteaux EmptyCuma Nis. 24, 2009 1:50 pm

Teklifine karşı korkunç bir yaratık olduğunu duymayı bekliyordu, onun yerine görmüştü-kurbağaya bakarkenki Ophelia’nın suratında gerçekten de ‘seni korkunç bir türlü ölmeyen yaratık’ ifadesi vardı.

*En azından fazla sevmiyormuş.*

İçi rahatlamıştı, sorusunun üzerinden kısa bir düşünme süresi geçtikten sonra cevap verdi Ophelia, gitmek konusuna sıcak bakıyordu. Kurbağanın ölmesini her şeyden çok isteyen bir cani gibi gelmişti gözüne; ancak böyle bir kurbağaya sahip olsa o da öldürmek isterdi herhalde. Kurbağaya tekrar baktı, aslında bu zavallı masum hayvanın ne suçu vardı ki? Seherbazlara karşı tuhaf bir nefret duygusu hissetti, gözü hafifçe seğirdi. Gerçi kendi ağabeysi de bir Seherbazdı. Geçmiş zamana takıldı kafası birden, öyleydi ve sonra da Seherbazlıktan ölülüğe terfi etmişti-bu bir terfi sayılabilirse tabii. Ophelia’ya tekrar baktığında, gözlerinde sabırsızlığın pırıltısını gördü ve hafifçe silkindikten sonra beynini St. Mungo’ya odaklamaya çalıştı.

Bir an sonraysa, aynen hayalindeki gibi, geniş ve sinir bozucu seslerle dolu, beyaz duvarlar ve renkli, tuhaf Muggle kıyafetli cadı ve büyücülerle dolu mekâna gelmişlerdi. Buradan nefret ediyordu, danışmada çalışmak kesinlikle ona göre olamazdı. Danışmada duran uzun boylu, beyaz tenli yakışıklı genç mesela; karşısındaki, elinde tuhaf bir bitki tutmakta olan ve bağıra çağıra bir şeyler anlatan yaşlı adamı neden dinlemek isteyebilirdi ki? Zaman geçirmek için tuhaf bir yoldu, sürekli sana bir şeyler anlatmaya çalışan, tuhaf hastalıklarla dolu insanlara yardımcı olmak kesinlikle sabır istiyordu. Aslında insanlara yardım etmeyi pek sevdiği söylenemezdi. Nitekim çocuk da seviyor gibi gözükmüyordu, adamın elindeki bitkiye hayatının en iğrenç şeyini görmüş biri gibi bakıyordu. Büyük ihtimalle yeni gelmişti ve umduğu mevkii her neydiyse, daha yükseklerdeydi.

Kafasını merdivenlere ve asansörlere çevirdi, kaçıncı kata gitmeleri gerektiğini düşünüyordu-daha doğrusu düşünecekti, eğer merdivenlerden hoplaya zıplaya inen kız çocuğunun bir kuyruğa sahip olduğunu görmeseydi.
Burası tamamıyla kaçıkların zulmüne uğramışların yeriydi. Kısmen öyleydi aslında, yanından hızla geçen bir Şifacı topluluğunun Sectumsempra kullanarak intihar teşebbüsünde bulunan bir çocuktan bahsettiğini duyunca bunun daha doğru olduğunu anlamıştı.

Bir süredir kazık gibi dikildiğini, deminki hoş çocukla konuşan adam ondan peltek bir şekilde yol istediğinde anlamıştı. Elini diğer eliyle tutuyordu, Katey, adamın bitkiyi neden saksısız getirdiğine dair mantıklı bir cevap ararken birden dehşet içinde fark etti- bu bir bitki değildi.


*Daha fazla mutasyona uğramış uzuv görmek istemiyorum!*

Çocuğun derdinin mevkii olmadığını anlayabilmişti sonunda, şimdi de alnına Kalıcı Yapıştırma Laneti’yle çaydanlık ağzı yapıştırılmış bir çocuk gelmişti. Onlar küçükken oyun oynadıklarında başlarına böyle tuhaf kazalar gelmezdi. Çocuklar mı delirmişti ne?

“Birinci kata gitsek daha uygun olur galiba, değil mi?”

Diyen Ophelia’nın sesiyle kendine geldi, doğruca bir şeye bakıyordu: Kat Rehberi. Düşünme yeteneği konusunda ciddi şüpheler duyarken cılız bir baş hareketiyle onayladı ve asansörlere ilerlediler. Asansörde aşırı derecede kötü kokan, bin yaşında gibi gözüken bir adam vardı ve Ophelia’yı nahoş bakışlarla süzüyordu. Ophelia’ysa kurbağasından başka bir şeye odaklanamıyor gibi gözüküyordu, adamın da bakışlarının sebebi kurbağa ğlmalıydı. Öyle olduğuna inandı ve birinci katta indiler.

Sevgili arkadaşı Laura’nın ofisi, koridorun sağ tarafında olmalıydı. Yanındaki adam yüzünden telaşlı adımlarla koridorda ilerlemeye başladı, Ophelia’yı arkada bırakma nezaketsizliğini göstermekten çekinecek bir durumda değildi şu anda. Etrafta birkaç çocuk daha vardı ve herhangi birinin kuyruğunun olmadığını görmekten memnun bir şekilde yoluna devam etti. Arkasında, hızlı adımlarla gelen Ophelia vardı. Çocukların gözlerinin genişlediğini görmekten memnun olmamıştı, oysaki insanları şaşırtmayı severdi. Ophelia’nın sinirli bir nefes koyuverdiğini ve çocuklardan birine çıkıştığını fark etti, bir tatsızlığın çıkmamasını umuyordu.

Umudu sadece umutta kalmıştı, çünkü ‘Rachel Laura Ginger’ tabelasının asılı olduğu kapıya gelip arkasına baktığında, Ophelia’nın peşinden gelmeyi bıraktığını görmüştü. Çocuklardan birinin gözünün içine hışımla kurbağayı sokmakla meşguldü, çocuk dehşetle kaskatı kesilmişti. Ortalıkta bir bakıcının olmamasına sevinmişti, bir de onun davasıyla uğraşamazdı açıkçası. Ağlamaya başlayan çocuğa bakıp sıkıntıyla nefesini bıraktı ve kapıyı açmaya yeltendi. Açamadı, çünkü St. Mungo’nun tuhaf kapıları, kendine doğru çekilince açılan türdendi. Her gelişinde şaşırırdı zaten. Böylece Ophelia’nın nereye girdiğini görmesini sağlayacaktı, vay canına, boşuna Ravenclaw’a seçilmemişti.

İçerde döner koltuğunda oturmuş bir şarkı mırıldanarak dönen Laura’yı görünce kıkırdadı, Hogwarts’ta da böyleydi zaten. Onu gören Laura’nın suratına şarkı söylerkenkinden daha büyük bir gülümseme yerleşmişti. Yanına gidip sarıldı ve ufak bir hal hatır sorma-kıkırdama nöbetinden sonra ciddileşti ve olayı anlatmaya başladı.


“Kurbağadan başka her şeye benziyor, sahibi de dışarıda, terör estirmekle-” derken Ophelia içeriye girdi ve fısıldıyor olmasına rağmen, daha da kısık sesli bir şekilde devam etti. Bir süre sonraysa Laura onu dinlemeyi bırakmış, kurbağaya ilgiyle bakıyordu. Kurbağayı Ophelia’dan alıp masasına bıraktı.


“Burada Şifacılarla aramdaki farkı gerçekten de görebiliyorum, o yaratığa atacağım hiçbir bakışta ilgi göremezdin, seni temin ederim.”

Gereksiz bir espri girişiminde bulunduktan sonra kendini oradaki koltuklardan birine attı ve masanın üzerindeki Dırdırcı’yı okumaya başladı. Yarım saat kadar sonraysa işleri bitmişti, bu kadar kolay olduğuna inanmak istemiyordu. Ophelia kurbağayı aldı ve teşekkür benzeri tuhaf bir bakış attıktan sonra burnundan soluyarak dışarı çıktı.

“Gerçekten Baş Seherbaz olabilecek kadar asık suratlı biri,” dedi Laura, “Bir gün seni de kaybetmekten korkuyorum.”

Gülümsedi, sarıldılar ve dışarı çıktılar. Ophelia’yı koridorda onu beklerken buldu. Çocuklar tedirgin, hatta doğrudan korkmuş bakışlar atarak kaçıştılar ve demin ağlayan çığlık attı. Kadının suratında tatmin olmuş bir sırıtma görünce, en son ne zaman yapılan bir pisliğe bulaştığını düşündü ve Ophelia’dan hoşlanmaya başladığını fark etti. Komikti, hiç olmazsa. Asansöre bindiler ve tekrar giriş katına indiler. Tablolara baktı ve etraftaki kalabalıktan onların da tiksindiğini gördü, en azından yalnız değildi. İnsan denizinin arasında, bir nehir gibi kıvrıla kıvrıla yol bulmaya çalışmakla geçen dakikaların sonunda daha tenha bir yere geldiler.

Rapor verilmesini kararlaştırmışlardı, Büyü Yasaları Uygulama Dairesi’ndeki arkadaşları, devamlı müşterileri Katey’yi görmeye şaşırmazlardı herhalde. Gitmek için odaklanırken, biri ona çarptı ve asasını düşürdü. Asasını alıp cüppesinin iç cebine soktuğunda, bir şeyin eksikliğini hissetti.


*Aile yadigârı.*

Kafede unutmuştu, aptallığı yüzünden kendini öldürebilirdi. Belki de ona bir Eksiltme Laneti uygulamışlardı bile. Ne yapması gerektiğini düşünerek Cisimlenmeye odaklanmaya devam etti; ancak kararlılık evresinde yaptığı kararsızlığın farkına, aptalca bir biçimde, varamamıştı. Bakanlık’a gitmesi gerekirken, kafeyi düşünmesinin hiçbir mantığı yoktu.

Kendini kafenin ortasında buldu, ortalık daha da tenhalaşmıştı ve Cisimlenmenin çıkardığı ses, garsonlardan birinin elindeki tepsiyi düşürmesine neden olmuştu. Tek sorun bu da değildi, Cisimlendikten sonra tökezleyerek hemen arkasındaki raflardan birini alaşağı etmişti. Ürkütücü kadın tekrar geldi.


“Burada rehberimi unutmuşum, onu almaya gelmiştim-ee, bir de, kurbağa yaşıyor yani.”

Son kısmı elinden geldiğince sesli söylemeye çalışmıştı. Kadın ona gördüğü en ürkütücü bakışlardan birini attı ve rehberi, suratında ‘git ve öl’ bakışıyla eline verdi. Ne yapması gerektiğini düşündü bir an, hâlbuki düşünmesine gerek kalmamıştı, kadın ona hasarı ödemesi gerektiğini söylemişti. Elini tekrar iç cebine attı ve bugün kaçıncı olduğunu anlamadığı bir kova daha kaynar su başından aşağı döküldü-eksikliğini hissettiği şey aslında rehber değildi, para cüzdanıydı. Çarpan kişiyi tekrar kafasında canlandırdı, elinde asasını tutuyordu ve yanından geçerken bir şey mırıldanır gibi olduğunu o an fark edememiş olmalıydı, Çağırma Büyüsüne bir lanet savurdu.

Kadının ona bakan beklenti dolu bakışları altında ne yapması gerektiğini bilemedi. Ophelia’yı çağıracaktı, tek başına rapor veremezdi herhâlde. Verebilse bile, Katey borcunu tek başına ödeyemezdi. Bir Patronus büyüsü yaptı ve Lemur şeklindeki Patronus’u Ophelia’ya haber vermeye giderken kadına beklediği açıklamayı yapıp, köşedeki masalardan birine sığındı. Suratının kıpkırmızı olduğunu hissedebiliyordu, umabileceği tek şey,
Ophelia’nın çabucak gelmesiydi.

*

İnsan olmak istiyorum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Chris Grindel
Root Admin/ Kurtadam
Root Admin/ Kurtadam
Chris Grindel


Erkek Mesaj Sayısı : 46
Ruh Haliniz : Yvonne Libertine Descoteaux Kara10
Kayıt tarihi : 18/04/09


Güç:
Yvonne Libertine Descoteaux Left_bar_bleue0/100Yvonne Libertine Descoteaux Empty_bar_bleue  (0/100)
Hız:
Yvonne Libertine Descoteaux Left_bar_bleue0/100Yvonne Libertine Descoteaux Empty_bar_bleue  (0/100)
Çeviklik:
Yvonne Libertine Descoteaux Left_bar_bleue0/100Yvonne Libertine Descoteaux Empty_bar_bleue  (0/100)

Yvonne Libertine Descoteaux Empty
MesajKonu: Geri: Yvonne Libertine Descoteaux   Yvonne Libertine Descoteaux EmptyCuma Nis. 24, 2009 1:52 pm

Güç:92

Çeviklik:90

Hız:93

tebrikler ^ ^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Yvonne Libertine Descoteaux
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Yvonne Libertine Descoteaux

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Pano :: Güç Belirleme-
Buraya geçin: