Karşılaşma

Konu: Karşılaşma Paz Nis. 26, 2009 12:25 pm

Isabella uzun süredir koşuyordu. Artık orman bitmek üzere ve ağaçlar seyrekleşmişti. Dalgalı kahverengi saçları rüzgardan havalanıyordu. Karamel rengi gözleri dikkat çekiyordu. Bell Hill'e yaklaştığı için yavaşladı. Sonunda şehrin ışıklarının arasına karıştı. İnsanların kokusunu çok net alıyordu. Gece gelmek üzereydi. Hava kararmaya başlamıştı. Alacakaranlığın verdiği huzur Isabella'nın üstüne çökmüştü. Isabella mutlulukla insanların arasında süzülüyordu. Tek eliyle saçlarını geriye attı ve süzülürcesine bara girdi. Barın en işlek saatleriydi. İnsanlar akın akın geliyordu. Her gece burada barmenlik yapmaya alışmıştı. Bu yüzden hemen barın arkasına geçti. Tom'a göz ucuyla selam verdikten sonra müşterilere bakmaya başladı. Adamın biri Isabella'a sanki yiyecekmiş gibi baktı. Isabella gülümsiyerek adama yaklaştı ve "Ne istersiniz?" diye sordu. Adam kalın sesiyle cevapladı. Bir bardak bira istemiş ve hatta Isabella'da birşeyler almasını teklif etmişti. Isabella gülümsiyerek son derece kibarca teklifi geri çevirmişti. Adama birasını getirdikten sonra barın arkasına yaslandı. Diğer müşterilere bakmak için hazır bir biçimde beklemeye koyuldu.

Konu: Geri: Karşılaşma Paz Nis. 26, 2009 12:47 pm

Ah, evet çıkıyorum şimdi. Üzgünüm ama bir daha görüşemeyiz. Hadi ama kabullen artık. Bunu kaç defa konuştuk. Bu ilişki yürümüyor güzelim. Sen ve ben farklı dünyaların insanlarıyız. Emin ol bunu ciddi anlamda söylüyorum. Adios...Ve telefon ahizesi nazikçe tekrar yerine kondu. Ah bu kızlar, hep bu kadar ısrarcı olmak zorundalar mıydı? Ayrılmayı kabullenememek zor olmalıydı onlar için herhalde. Dışarı çıkmak için hazırlanmaya başladı. Ayna karşısında neredeyse bütün vampir kızlar kadar vakit geçiriyordu. Dolabından giymek üzere kıyafet aramaya başladı. İşin en zor kısmı buydu kendisi için. Onlarca kıyafet arasından hepsini deneye deneye saat akşam olmuştu bile. En sonunda siyah bir gömlek ve bir kot pantolon giyip dışarı çıkmak üzereydi ki parfümünü kullanmadığı aklına geldi. Hemen odaya geri dönüp komidinin üzerindeki üçgenç biçimli parfümü bir kaç defa sıktıktan sonra kendine son bir kez baktı ve sokağa çıktı. Ah buralarda adam gibi takılacağı pek bar kalmamıştı. Ancak bir kaç defadır gittiği Bell Hill'de akşamını geçirmeye karar verdi. Yavaşça kapıyı ittiğinde içeride her türlü insanın olduğu bir yere geldiğini hemen anlamıştı. Gözleriyle etrafı biraz kolaçan ettikten sonra kendini bar kısmına attı. Kafası eğik, bardakları silen barmene dönerek yumuşak bir ses tonuyla Bir bardak viski alabilir miyim lütfen? diye sordu.

Konu: Geri: Karşılaşma Paz Nis. 26, 2009 1:15 pm

Isabella kapıların açılmasıyla insanların kan kokusunu bir kez daha içine çekti. O kadar güzel kokanlar vardı ki içlerinden birini ısırmamak için zor duruyordu. Ama bin yıldan sorna buna alışmıştı. Derin bir nefes aldı ve bardaklardan birine uzandı. İnsanları islerken bardakları silmeye başladı. İçeri giren bir adamın kokusunu alamayınca meraklandı. Sanki onun kanı yok gibiydi. Adama garip garip baktı. Kokusu hiç bir insan kokusuna benzemiyordu. Bu kendi tğürüne aitti. Buna emin olmak için adamla kendi ilgilenecekti. Adam bara yaklaşında Isabella'a bakarak bir visky söyledi. Isabella hafifce gülümsedi ve sildiği bardağı yerine koydu. Kendine ve adama birer visky doldurduktan sonra birini adama uzattı. Diğerini yudumlayarak bara yaslandı. Gülümsiyerek adama baktı ve tatlı ses tonuyla "Burada ne işin var yakışıklı?" diye sordu.

Konu: Geri: Karşılaşma Paz Nis. 26, 2009 1:25 pm

Kyle viski için teşekkür ederek bardağından küçük bir yudum aldı. Bu sırada etrafına göz gezdirmeyi ihmal etmiyordu. Ne kadar da çok insan vardı burada böyle. Dört bir yanından enfes kan kokuları burnuna doluyordu. Bir kaç tanesinin tadına bakmayı aklının bir köşesine yazdıktan sonra tekrar ilgisini barmene vermişti. Buradaki çoğunun aksine ondan herhangi bir koku gelmiyordu. "Burada ne işin var yakışıklı?" diye sormuştu kız. Hafifçe gülümseyerek sorusunu cevapladı. Aslında, yalnızca bir kaç kadeh bir şeyler içmek istedim. Hem, iyi ki de çıkmışım. Yoksa senin gibi bir güzelliği tanıyamazdım.

Konu: Geri: Karşılaşma Paz Nis. 26, 2009 1:31 pm

Isabella çocuğun cevabının üstüne gülümsiyerek karşılık verdi. Burnuna iyice kokuyu doldurdu. Her insandan koku geliyordu ama bu çocuktan gelmiyordu. Gülümsiyerek kahverengi saçlarını geriye attı ve çocuğa yaklaştı. Çocuğu iyice kendine yaklaştırarak kokusunu almayı umuyordu. Ama hiç bir koku yoktu. Sonunda dayanamadı ve çocupa sormayı düşündü. Bu yüzden derin bir nefes aldı ve çocuğun kulağına eğildi. Hafif bir solukta;

"Parfümün güzelmiş. Hangi marka ya da senin kendi kokun mu?" diye sordu. Ama bu kadar yakın olmalarına karşın hala koku alamıyordu. Çocuğun beyaz teni ve sarı kıvırcık saçları çok dikkat çekiyordu. Çocuğun gözlerine baktığında aynı akramel rengini gördü. Sonra derin bir iç çekip eline dokundu. Düşündüğü gibi çocuğun teni buz gibiydi. Bu yüzden hemen çocuğa yaklaştı ve onun cevap vermesini beklemeden barın alt kapısını açtı. Klüp'de o kadar çok insan ve dansçı vardı ki buna aldırmayacaklardı. Bu yüzden hemen çocuğun kucağına geçti. Gülümsiyerek kulağına yaklaştı. Etrafın duyamayacağına emin olunca "Ne istiyorsun vampir?" diye sordu. Çocuğun tepkisi beklediği gibiydi.

Konu: Geri: Karşılaşma Paz Nis. 26, 2009 1:40 pm

Kyle kızın kendisine bu kadar yaklaşmasına ilk önce biraz şaşırsa da bu hoşuna gitmişti. Aslına bakarsan kullandığım bir parfüm. Ancak sana söylemem. dedi dil çıkararak. Isabella eline dokunduğunda onun da kendisi gibi bir vampir olduğuna emin olmuştu. Çevrelerinde hızlıca dönüp dans eden insanların umrunda değillerdi, bu da onun işine geliyordu. Bu sırada barın kapısı açıldı ve Isabella Kyle'ın kucağına oturdu. Sesi çok tatlı ve tahrik edici geliyordu. "Ne istiyorsun vampir?" demişti ona. Yüzünde munzurca bir gülümsemeyle ''Çok hızlısın genç vampir.'' dedi kimsenin duyamayacağı bir sesle. Ancak bu iş için burası fazla açık bir yer değil mi?

Konu: Geri: Karşılaşma Paz Nis. 26, 2009 1:48 pm

Çocuk Isabella'nın hızlı olduğunu söylemişti. Ama Isabella'nın asıl ilgisini çeken ona genç demesiydi. Yaklaşık bin yıldır ona kisme genç dememişti. Isabella çocuğa biraz daha yaklaştı. Kimsenin onları duymaması gerekiyordu. Müzik sesi açık olmasına karşın bar çok kalabalık ve dip dibeydi. Bu yüzden onalra yakın biri duyabilirdi. Isabella'nın bunu göze alması çok saçmaydı ama ona genç demek bir hataydı. Çocuk ona bu iş için buranın açık bir alan olduğunu söylediğinde büyük bir kahkaha attı ve gülümsiyerek "Emin ol bir şey yapmayacağız." dedi. Sonra çocuğa biraz daha yaklaştı ve çelik dibi boynunu öptü. Çocuğun kucağından inerek tekrar barın arkasına gitti. İsatediğini almıştı. Artık çocuğun kokusunu biliyordu. Ne zaman hissetse onu tanırdı. Ona genç diyen çocuğa baktı. Duruşundan insanların kokusuna zaafı olduğunu anladı. Biraz yaklaşarak "Bana genç diyene bak birazdan kokudan bayılacaksın. Hadi seni buradan götürelim. Beni izle." diye buyurdu. Sonra barın arkasından bir koridora çıktı. Koridor oldukça loştu. Etrafda bir kaç lamba haricinde bir şey yoktu. Duvarlar biraz paslıydı. Tahta bir kapıyı açıp arka odaya geçti. Odaya girdiğinde kendini odada ki yatağın kenarına bıraktı. Sonra çocuğu izlemeye koyuldu.

Konu: Geri: Karşılaşma Paz Nis. 26, 2009 1:57 pm

Kyle Isabella'nın kendisini öpmesine karşılık verecek bir şey yapamamıştı. Muhtemelen kokusunu algılamak için böyle bir şey yaptıysa da, istediği zaman bunu tekrarlayabilirdi. Kendisinin hiç bir şikayeti yoktu. Ancak bu kadar insan kokusu zihnini köreltmeye başlamıştı. Neredeyse toplu katliam yapacak hale gelmişti ki Isabella'nın o tatlı sesiyle irkildi. "Bana genç diyene bak birazdan kokudan bayılacaksın. Hadi seni buradan götürelim. Beni izle." dedikten sonra kendisini barın arkasından bir koridora soktu onu. Dekorasyon çok eskiye ait gibiydi. Tahta bir kapıdan geçtikten sonra köşede bir yatak olan küçük bir odaya geldiler. Isabella kendini direk yatağa bırakmıştı. Kyle etrafına bakındığında bir buzdolabı gördü. Kapağı açtığında bir kaç şişe içki gördü.Bir şişe viskiyi aldıktan sonra iki bardağa koyarak Isabella'nın yanına uzandı. Bir tanesini ona verirken kendininkinden bir yudum aldı. Sanırım içkimiz yarım kalmıştı değil mi?

Konu: Geri: Karşılaşma Ptsi Nis. 27, 2009 11:58 am

Isabella yanına oturan çocuğa baktı. Çocuk visky'i Isabella'a uzatarak gülümsedi. Sarı köpük saçları o kadar tatlı duruyordu ki Isabella'da gülümsemeden edemedi. Tatlı gülüşü ve gamzeleri ona bir çocuğun bakışını hatırlatmıştı. Uzun süre karşısında duran kişiyi inceledi. Sonunda tek elinin çocuğun yüzüne koyarak gamselerine dokundu. O kadar sert olmalarına rağmen yumuşacık geliyorlardı. Bir elini çocuğun yüzünde gezdirirken diğer elinde ki visky'i yatağın kenarına bıraktı. Sonra derin bir nefes aldı ve gülümsiyerek kendini geriye attı. Yatakla birleştiğinde derin bir iç çekti. Çocuğun o tatlı yüzüne bakarak "Hiç içicek havamda değilim. Çamut içmeyi sevmiyorum." dedi ve dil çıkardı. Sonra gözlerini çocuğun karamel rengine dikip "Kaç yaşıdnasın?" diye sordu.

Konu: Geri: Karşılaşma Ptsi Nis. 27, 2009 12:14 pm

Kyle kendisine dokunan Isabella'ya hayranlıkla baktı. Dokunuşları sihirli gibiydi sanki. Uzattığı viskisini yatağın kenarına bırakmıştı. "Hiç içicek havamda değilim. Çamur içmeyi sevmiyorum." demişti o tatlı sesiyle. Kyle kendi viskisini bitirdikten sonra onunkini de alarak '' O zaman bu güzel içkinin ziyan olmasına gönlüm razı olmayacağı için benim içmem gerekecek'' dedi ve bir bardak viskiyi tek seferde içti. Midesinde hafif bir yanma hissi duysa da bu yerini bir kaç dakika içinde rahatlığa bıraktı. ''Ah bu insanlar içki yapımını iyi biliyorlar.'' dedi gülerek. Bu sırada Isabella yaşını sormuştu. Bunu beklemiyordu. Yüzünde masum bir ifadeyle ''Yüz elli sekiz, ama hiç göstermiyorum değil mi?'' dedi. ''Bayanlara yaşı sorulmaz ama, sen kaç yaşındasın?

Konu: Geri: Karşılaşma Salı Nis. 28, 2009 11:20 am

Çocuk Isabella'nın yaşını sorduğunda Isabella kendine gelmişti. Çocuk daha o kadar gençti ki böyle sabırsız olmasını anlıyabiliyordu. Derin bir iç çekti ve belkide bu çocuk bin yıldır beklediği kişiydi. Ancak şu anda o kadar genç ve cılız gelmişti ki bir şey diyemiyordu. Ama kendini toparlaması gerektiğini farketti. Derin bir nefes aldı ve içini çekerek "Vampir olduğumdan beri tam bin elli iki sene geçti. Ama hala dün gibi." dedi .Sonra çocuğun şaşırmış yüzüne baktı. Şimdi Isabella'ı yaşlı bulup nine gibi davranabilirdi. Belki bu yüzden ondan uzak bile durabilirdi. Kendinden yaşlı kadınla ne yapacaktı ki. Ama bunları kafasından atmak istedi. Çocuk o kadar şaşırmış duruyordu ki gülmesine engel olamadı. Gerin bir nefes alıp bıraktı. Sonra çocuğa yaklaştı ve gülümsiyerek karşılık verdi. Dans edercesine kalkıp odanın içinde turladı. Sonra kendine gelerek yatağa geri atladı.

Konu: Geri: Karşılaşma Salı Nis. 28, 2009 11:50 am

Kyle'ın yüzünde bir şaşkınlık ifadesi belirmişti. Tam bin elli iki yıl ha? Şaka gibiydi şu an yaşadıkları. Kendisinden neredeyse 2000 yıl kadar büyük birine yavşıyordu. Isabella'nın gülüşünü duydu. Muhtemelen kendisine gülüyordu. Ancak bu durumda yapabileceği bir şey yoktu ki. En fazla 300 falan bekliyordu karşısındaki bu afeti. Belki de kendisiyle yalnızca güzel bir gece geçirmek için bulunuyordu burda. Yarın yolda gördüğünde adını bile hatırlamayacaktı, ya da tanımamazlıktan gelecekti muhtemelen. Kendisinin tek olduğunu sanmıyordu, kim bilir kaç tane sevgilisi vardı. Ayağa kalktı, odada tur atmaya başladı. İki bin elli iki, ha? Vay be, eminim şimdiye kadar bir çok adamla tanışmışsındır. Hatta belki de hala bazıları hayatındadır. Aslında söylemek istediği şeyler bunlar değildi. Ancak içinde bir an hiddet duygusu belirdi. Yavaşça kapıya doğru yönelmişti. Ağır ağır ilerliyordu tahta kapıdan çıkmak için.

Konu: Geri: Karşılaşma Salı Nis. 28, 2009 12:14 pm

Isabella gülümsiyerek karşısında ki çocuğa baktı. Çocukda kahkahalara boğulmuştu. Ancak bu kadar trajikomik bir durum olması Isabella'nın hoşuna gitmişti. Çocuk bir süre güldükten sorna tatlı gamzelerini kaybetti ve yüzü ciddi bir hal aldı. Hayatında ki adamlarla ilgili bir şey geveledikten sonra kapıya yöneldi. Isabella bir an düşündü ve yatakta biraz daha geri giderek gerindi. Çocuğun sırtına ve köpük sarı saçlarına bakarak "Aslında bu ana kadar yalnızlıktan yanaydım. Ama keyfin bilir tabi." dedi sonra yatakta ters döndü ve kotunun düğmelerini açtı. Gülümsiyerek çarşafın içine girdi. Bir süre sessiz kaldıktan sonra uyuyamadığı bile bile "Bari çıkarken ışıkları kapat. taib çıkacaksan." dedi ve gözlerini kapattı. İkiside Isabella'nın uyumadığını biliyordu. Ama çocuğun bilmediği şey Isabella'nın ne kadar inatçı olduğuydu.

Konu: Geri: Karşılaşma Salı Nis. 28, 2009 12:34 pm

Kyle tahta kapının kulbunu tutarken cevap vermek için arkasına dönmüştü ki dudaklarına gelen bütün sözler geldikleri gibi geri gitmişlerdi. Isabella kot pantolonun düğmelerini çözüp yavaşça çıkarmaya başladı. Kyle bir an için yutkunup ne yapacağını düşünmeye başladı. Isabella tam anlamıyla bir afetti ve eğer onu burada tek başına bırakırsa muhtemelen aklını kaçırmış olmalıydı. Ayrıca arkadaşlarının kendisiyle geçeceği dalgayı saymıyordu bile. 'Hadi ama, bu ana kadar hiç bir erkekle birlikte olmadığını söyleme bana. dedi şaşkınlıkla. Buna inanası gelmiyordu pek. Elleriyle saçlarını karıştırarak Isabella'nın yattığı yatağın tam karşısındaki tekli koltuğa oturdu. Sanırım biraz daha burada kalabilirim... Ancak., sence de burası fazla aydınlık değil mi? dedi gülümseyerek. Ardından bir elini odayı aydınlatan küçük kaynağa uzatarak enerjisinin bir kısmını bedenine çekti. Artık odanın içi daha loş görünüyordu. Böyle daha iyi.

Konu: Geri: Karşılaşma Salı Nis. 28, 2009 12:40 pm

Isabella çocğun odayı biraz daha karanlık yapmasından etkilenmişti. Ancak bu ona yeterli gelmemişti. Çocuğun bu biriyle beraber olma sorusunu düşünerek kafasını kurcaladı. Aslında biriyle beraber olmuştu. O kişi hayatında karşılaştığı ve beraber olduğu tek adamdı. Büyük vampir savaşından birinde onu kaybetmişti. Birden bunu düşünürken eli refleks olarak sol bileğine gitti. Orada yarım ay biçimde bir yara izi avrdı. Bu yara o adama aitti. Onu dönüştüren ve hayatının aşkı olan adama. Bin yıldır çok şey değişmişti. O adamı ve ailesini çok özleyecekti. Ama artık onların yasını unutmuştu. Deri koltukta ki çocuğa geri döndüğünde gülümsiyerek "Yeteneğin hoş ama ben bunu tercih ederim." dedi ve bir an konsantre oldu. Sonunda odanın tavanı yerinde bir gök yüzü ve yıldırlar vardı. Etraf hafif bir loşluk almıştı. Yıldızların ışığı Isabella'nın yüzüne ve açık kollarına yansıyordu. Karşısında deri koltukta oturan çocuğun gamzelerini aydınlatıyordu.

Konu: Geri: Karşılaşma Salı Nis. 28, 2009 12:50 pm

Kyle'ın az önce hafifçe ışığını emdiği lambanın yerinde artık gözün alabildiğine bir gökyüzü ve parıldayan yıldızlar vardı. Etkileyici... dedi hafif bir sesle. Yüzüne hafif bir gülüş yerleştirerek Isabella'ya bakmaya başlamıştı. Yüzü bir an değişmişti, sanki bir şeyler düşünür gibiydi. Ancak sonra tekrar ilk tanıştığı Isabella olmuştu. Ah, gerçekten çok etkilendim Isabella. Ancak dediğim gibi, burası fazla aydınlık değil mi? Bu kadar ışığa alışık değilim. Kendimi bir an sahnede gibi hissettim. Isabella her ne kadar çarşafın altında olsa da, sahip olduğu muhteşem vücut hatları buradan bile belli oluyordu. Ayağa kalkıp odada bir kaç tur attı. Hafiften sıkılmıştı. Gözleriyle içki bardağını aradı. Kristal bardak Isabella'nın bir kaç santimetre yanında duruyordu. Deri koltuktan gerinerek kalktı ve bardağını almaya gitti. İçine biraz viski koyduktan sonra içmeye başladı. Can sıkıntısına içkiden daha iyi bir arkadaş bulunamayacağını düşünüyordu. Bu arada bir yandan da Isabella'yı süzüyordu.

Konu: Geri: Karşılaşma Salı Nis. 28, 2009 1:05 pm

Isabella'ı izleyen çocuk yeteneğinden etkilendiğini söylemişti. Isabella gülümsemekle yetindi. Kendini sahne ışıklarından hissettiğini söyleyince Isabellanın gülümsemesi kahkahaya dönüştü. Çocuk odada tur attıktan sorna içkisini yudumlamaya başladı ve Isabella'ı izliyordu. Isabella bir anlık tereddütle yataktan kalktı ve çocuğun yanına geldi. Tek eliyle bardağı alıp yerine bıraktı. Gülümsiyerek "Çamur içmeyi neden bu kadar seviyorsun. Seni sarhoş bile demiyor." dedi. Sonra bir gün Meksika'da yaptığı içki yarışını hatırladı. Gülerek tepki verdi ve geri çocuğa döndü. Çocuğun gülerken çıkan gamzelerine dokunda. Eli zerafetle gamzlerinden yukarıya köpük sarısı saçlarına gitti. Tek eliyle kendi saçlarını tutan tokayı kavradı ve bir harekette çözdü. Saçları omuzlarına dökülümce hafifce gülüsmedi. Bu yıldızların altında melek gibi bir parıltıyla duruyordu.

Konu: Geri: Karşılaşma Salı Nis. 28, 2009 1:20 pm

Kyle içkisinden bir yudum daha alırken Isabella yataktan kalkıp yanına gelmişti. Bardağını elinden alırken "Çamur içmeyi neden bu kadar seviyorsun. Seni sarhoş bile edemiyor." dedi. Haklıydı, kendisine pek tesir ettiği söylenemezdi bu şeyin. Ancak yine de seviyordu. ''Eskiden kalma alışkanlıklar işte.'' dedi. Bu sırada Isabella'yla ne kadar yakınlaştıklarının o an farkına varabildi. Isabella'nın nazik eli saçlarında dolaşırken gözleri kapalı bir şekilde anın tadını çıkarmayı seçti. Ne kadar süre geçtiğini bilmiyordu, zaten önemi de yoktu. Gözlerini açtığında Isabella'nın saçlarının artık toplu olmadığını farketti. Bir eliyle hafifçe saçlarını okşarken buldu kendini. Saçları o kadar yumuşaktı ki neredeyse ipek bir kumaşı okşuyor gibiydi. Boş olan eliyle Isabella'yı belinden sararak biraz daha kendine çekti ve dudakları parıldayan yıldızların altında buluştu.

Konu: Geri: Karşılaşma Cuma Mayıs 01, 2009 3:54 am

Sabah Isabella artık tamamiyle kendindeydi. Dinç bir şekilde Kyle'e bakıyordu. Kyle'de ona bakarken gülümsüyordu Isabella ne yaptığını yeni farketmişti. Bütün gece yemini hiç aklına gelmemişti. Ama şimdi eski yemini aklını deli ediyordu. Buğazında hissettiği yanma hissi onu avlanması gerektiğie ikna ediyordu. Yanma hissini geriye atıp Kyle'e gülümsiyerek;

"Hadi ava." dedi. Yataktan kalkmak istemesede buğazındaki yanma onu buna zorlamıştı. Hemen yatkata doğruldu ve Kyle'ide kendine çekti. Yere saçılmış giysilerini bir çırpıda giydikten sonra Kyle'e döndü oda giysilerini giymişyi. Gülümsiyerek kapıyı açtı ve Kyle'le birlikte bardan çıktılar.